Roman yazmak ve senaryo yazmak
Yüksek öğreniminizi MSGSÜ Sinema-TV Bölümü’nde görmüşsünüz. Bu eğitimin romancılığınıza katkısı oldu mu? Roman yazmakla senaryo yazmak arasında ne gibi benzerlikler ve farklar var?
Simge Çaloğlu, Antalya
Sevgili Simge,
Roman yazmak senaryo kaleme almaya hem yakın hem de dağlar kadar uzak.
Romancılar sözcüklerle düşünür. Senaristler sahnelerle. Edebi olarak çok güzel yazılmış bir metin filme alındığında hüsran yaratabilir. Kameranın soğuk gözü her zaman görsel performans ister.
Senarist görsel karşılığı olan şeyler yazmak ve onlarla bir dizge oluşturmak zorunda. Örneğin “Vladimir bir an karşısındakinin yalan söylediğini düşündü” cümlesinin görsel karşılığı yoktur. Haliyle, senaryo bağlamında değer taşımaz.
Vasat bir dille yazılmış harika senaryolar olabilir. Nefis bir edebi üslupla yazılmış vasat, hatta kötü senaryolar da olabilir.
İkisi de yazıyla yapılan işler elbette. Kaldı ki edebiyat ve sinema sürekli etkileşim halinde. Sadece Tarantino’nun dünya edebiyatına çeyrek yüzyıldır katkısı pek çok klasik yazardan fazla. Nuri Bilge Ceylan’daki Çehov etkisi ise yadsınamaz.
İkisi de emekçilik: Her gün saatlerce tezgâh başındasınız. Aklınızda bazı karakterler vardır. Onlara can katmaya çalışırsınız. Önemli olan belli bir yapı çerçevesinde insanı anlatmak.
Belli durumları, aksamayan bir dramatik yapı dahilinde kurgulamak önemli olan. İkisi de yaratıcılık ister. Ne var ki romanda güzel tasvirlerle telafi edebileceğimiz kurgu zaafları, filmin ya da dizinin sonunu getirebilir. Kameranın aynı soğuk gözü o kusurları alabildiğine büyütür çünkü. İkisinde de “ekonomi” şart: Romanda sözcükleri, senaryoda sahneleri gerektiğinde acımadan eleyeceksin.
İkisinde de kurallar çiğnenmek için. Alain-Robbe Grillet’ten beri “Yeni Roman” akımı olay örgüsü, eylem, anlatı, fikirler ve karakterlere odaklanan klasik romana adeta başkaldırı. Yazıkları “özetlenemez” romanlar.
“Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği” romanının sinema uyarlanmasından hiç hoşlanmayan Milan Kundera da tepki olarak “filme uyarlanamayacak” bir roman arayışına girmiş ve “Ölümsüzlük” eserini yazmış. Üniversitede sinema dersleri vermesine rağmen.
Tarkovski ve Bergman filmlerindeki senaryolara baktığımızda da Hollywood tarzı anlatımdan eser bulamayız. Adeta kamerayla şiir yazar ikisi de.
Kuralları çiğnemek ikisinde de ticari bakımdan riskli. Her sanatta olduğu gibi. Garanticilikse hem senaryoda hem de romanda bayağılığa yol açabilir. Bıçak sırtı dengeyi bulmak kan, ter ve gözyaşı ister. Olası bir başarısızlık halinde pes etmemekse hem senaristin hem de romancının birinci vazifesi.
Tuna
İstanbul / Aralık 2024
Kitapları, projeleri ya da hayata bakışıyla ilgili merak ettiklerini sorabilirsin.
Yıl boyunca Tuna Kiremitçi’nin rehberliğinde yazma pratiğini destekleyecek, ilhamını taze tutacak ve hikayeni bir sonraki seviyeye taşıyacağın Kahramanın Yolculuğu programına başladık.
Kahramanın Yolculuğunu Şimdi İncele
Yanıtlar